Investing.com – Türkiye İş Bankası (ISATR), son periyotta toplumsal medyada ve kamuoyunda bankanın kurucu intifa senetleri üzerinden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetinin ihlal edildiğine yönelik savlar hakkında ayrıntılı bir açıklamada bulundu. Açıklamada, bu savların gerçek dışı ve tüzel destekten mahrum olduğu belirtilerek yatırımcılar ve kamuoyunun hakikat bilgilendirilmesi emeliyle paylaşım yapıldığı tabir edildi.

Gerçek dışı beyanlara yasal süreç işletilecek  

İş Bankası (ISCTR), kelam konusu tez ve ithamların tıpkı bireylerin yönlendirmesiyle oluşturulan spekülatif kurgular olduğunu vurguladı. Açıklamada, bu şahısların, hiçbir maddi ve hukuksal temele dayanmayan argümanlarla kamuoyunu yanıltmaya çalıştıkları ve tıpkı içerikte dilekçelerle çeşitli hukuk davaları açtıkları, ayrıyeten kabahat duyurularında bulundukları belirtildi.

“Kurucu intifa senetleri hisse senedi değil, yalnızca mal varlıksal hak sağlar”

Bankanın Temel Sözleşmesi’nin 22. unsurunda yer alan kurucu intifa senetlerinin, hukuken hisse senedi niteliği taşımadığı, münasebetiyle bu senetlerin genel konseye katılma hakkı, oy hakkı üzere paydaşlık hakları sağlayan evraklar olmadığı bildirildi. Kurucu intifa senetlerinin sırf mal varlığına ait haklar sağladığı ve sermayede rastgele bir hissesi temsil etmediği açıklandı.

Ayrıca 1927 yılında sermaye 4 milyon TL düzeyine ulaştıktan sonra kurucu intifa senedi verilmesinin durdurulduğu da vurgulandı. O tarihten sonra yeni kurucu intifa senedi çıkarılmadığı ve mevcut hakların türel yere uygun biçimde sonlandırıldığı tabir edildi.

1991’de yapılan temel kontrat değişikliği kâr hissesini sınırladı  

İş Bankası, 31 Mayıs 1991 tarihli Harikulâde Genel Kurul’da alınan kararla kurucu intifa senedi sahiplerinin kâr hissesi alacağı fiyatın “ödenmiş sermayenin 250 bin TL’lik bölümü” ile sınırlandığını açıkladı. Bu temel mukavele değişikliğinin tescil edilerek yürürlüğe girdiği ve hukuksal olarak bağlayıcı hale geldiği belirtildi.

Bu karar doğrultusunda 1991’den itibaren yapılan tüm kâr dağıtımlarının, bankanın tabi olduğu resmi kurumların bilgisi ve kontrolü çerçevesinde yürütüldüğü tabir edildi. Ayrıyeten, kurucu intifa senedi sahiplerinin sermaye artışına iştirak etmedikleri için artırılmış sermayeden temettü alamamalarının da hakkaniyete uygun olduğu tabir edildi.

Hukuki süreçler bankanın lehine sonuçlanıyor  

Açıklamada, kurucu intifa senedi edinen birtakım kişi yahut bireylerin, temel kontrat kararlarını ve kurucu senetlerin içeriğini bilmelerine karşın kamuoyunu yanıltan argümanlarda bulunduğu ve bu argümanlara dayanarak türel süreç başlattıkları belirtildi. Bu kapsamda farklı mahkemelerde açılan davaların tamamının bugüne kadar İş Bankası lehine sonuçlandığı bildirildi.

Yargı süreçlerinin hala devam ettiği fakat şimdiye kadar alınan kararların yordam ve yasaya uygun formda bankanın lehine sonuçlandığı tabir edilen açıklamada, kamuoyunun bu süreçleri dikkatle takip etmesi gerektiği vurgulandı.

Atatürk’ün vasiyeti doğrultusunda tüm ödemeler nizamlı yapılıyor

Açıklamada, İş Bankası’nın kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetine uygun olarak Atatürk paylarına isabet eden tüm temettülerin Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na eksiksiz ve vaktinde ödendiği belirtildi. Bankanın tüm bu süreçleri ilgili kanunlar çerçevesinde ve yetkili resmi otoritelerin bilgisi ve nezareti altında gerçekleştirdiği kaydedildi.

Ayrıca bankaya yöneltilen vasiyetin ihlal edildiği tezlerinin da tıpkı şahıslar tarafından Sulh Hukuk Mahkemeleri nezdinde açılan davalar kapsamında değerlendirildiği ve bu davaların kesin olarak reddedildiği kamuoyuna duyuruldu.

İtibarı zedelemeye yönelik açıklamalara karşı ihtar  

İş Bankası ayrıyeten, kamuoyunda ve toplumsal medya mecralarında banka hakkında çıkan, sermaye piyasası ve bankacılık mevzuatı kapsamına nazaran kabahat teşkil edebilecek spekülatif, yanlış ve aldatıcı beyanlara karşı kamuoyunu uyardı. Açıklamada, bu çeşit aldatıcı argümanların bilhassa yatırımcıların karar ve davranışlarını etkilemek maksadıyla yayıldığına dikkat çekildi.

Banka, faaliyetlerini hukuka, etik bedellere ve yasal mevzuata uygun biçimde sürdüren esaslı ve güçlü bir kurum olduğunu, bu nedenle hiçbir spekülatif teze prestij edilmemesi gerektiğini belirtti. Ayrıyeten, bu cins argüman ve iftiraları ortaya atan ya da yayan şahıslar hakkında tüm yasal hakların kullanılacağını ve gerekli türel adımların atılacağını da kamuoyuyla paylaştı.